18 Mart 2011 Cuma

Bahar Geldi leylim ley

        Yine bahar geldi kapıya dayandı. Kediler duvar kenarlarında yerlerini alırken, evdeki kısır olan kedim de dolabı tırmalamayı deniyor. Hayır, koltuğu tırmalıyordun anlıyorduk onu da ahşap dolap ne alaka. Neyse konumuzdan sapmayalım. Baharın gelişi ile; hayvanları geçtim, güneşin deli gibi parlamasını falan hepsi bir yana. İnsanlar açıldı, saçıldı ve yine azıttı.
        Sevgilileri olanlar aralarındaki mesafeleri kapatırlarken, sevgilisi olmayanlar ise UV ışınlarından mıdır bilmem hormonlarını kontrol altında tutma çalışmalarındalar. Size bir sır vereyim mi? Hormonlar elde avuçta tutulamaz, salın gitsinler. Bakın bazılarımız ne güzel salmışlar hormonları, kafaları rahat dolaşıyorlar ortalıkta. Sizde fazla dayanamayacaksınız nasıl olsa, zorlamanın alemi yok.
        Peki ya ben?
        "Havalar da ısındı bir sevgili yapmak lazım.", "Bu kız bu kadar güzel miydi ya?" tipli düşüncelere dal(a)mayanlardanım galiba ben. Hormonlarımı elimde tutmaya çalışmıyorum merak etmeyin ama ortalığa da koyuvermiyoruz yani. Aşka olan inancımı da yitirmiş değilim hala. Tamam her zaman ilişkilerin sonunda üzülenler veya üzenler mutlaka oluyor, bunun farkındayım. Tamam her aşkın birgün biteceğini ama yine de o kısa sürede de olsa o tadı yaşamaktan korkmamak gerektiğini de biliyorum. Peki ya sorun?
        Hani aşkı biz içimizde büyütüyoruz ya, işte ben onu yapmıyorum açıkçası. Arkadaşlık sitelerinde gezinmek, arkadaş ortamlarında insanlara yakınlaşmak, iletilere "havada aşk kokusu var." tarzı yazılar yazamayanlardanım ben. Beni tanımlayan hareketler değil bunlar sadece. Peki ney?
        Yolda yürüyoruz. Bilmediğimiz bir şehir/sokak. Sohbet güzel yada sıkıcı. Tam yürürken, ilgilendiğimiz şeyden tamamen alakasız bir şekilde sokak şarkıcısının müziği girer her şeyin ortasına. Onun orada olduğunu bile belki fark etmemişizdir ama o an bize öyle tatlı, öyle mükemmel bir parça çalıyordur ki... Hele bir de sesi güzelse... İşte ben bunu seviyorum.
        Sakın üzerinize alınmayın, sizi de seviyoruz. Belki sizde aşkınızı hiç beklemediğiniz bir anda karşınızda buldunuz ve sizden önce hep yanlış kişilerle birlikteydi. Belki sizin de tam şu sıralar karşınıza anıden çıkan kişi en büyük aşkınız. Olamaz mı, olabilir. Aşkınıza saygım gerçekten sonsuz. Cansınız ama ben sizin gibi ol(a)madım. Bunun içindir ki; ben hala yalnızken, siz sevdiğiniz kişi ile iyi vakit geçiriyorsunuz. Onun içindir ki; siz elinizi taşın altına sokup anlık bile olsa mutlu olmaya çalışırken, ben "anti-depresan mı o karşımdaki" modunda vakit geçirmeye çalışıyorum. Sizi gerçekten yürekten alkışlıyorum ve çalacak olan parçayı size hediye ediyorum. Sevgi ile, aşk ile kalın...

        Not: İkiden fazla dinlemeyin bağışıklık yapabiliyor. Yan sekmede düzenli dinlenme durumunda bize ulaşın ki size yardımcı olabileceğine inandığımız başka parçalar önerelim.

Hiç yorum yok: