16 Şubat 2011 Çarşamba

Doktorlar Beni Hep Şaşırtır -kalp-

      Bugün hastalığımın bilmem kaçıncı evresini yaşarken hastaneden randevu almaya çalıştım ve başardım. Saat 8 de arayıp akşam 4'e randevu alabildim ve evet gittim.
      Bilindiği gibi grip (soğuk algınlığı vb.) durumlarda doktora gitmemize aslında pek de gerek yoktur. Bir eczacılık öğrencisi adayı olarak bunu ben mi söylüyorum? Evet ben söylüyorum (siz beni çok ciddiye almayın gidin tabi yine de, bu doktorlar ve eczacılar nasıl para kazanacak yoksa). İlaç kullanırsanız (nurofen tarzında çok yararlı olmasına rağmen sadece soğuk algınlığı-grip için kullanılan bir ilaç da olsa) gribiniz 1 haftada size veda edecektir. Peki ya kullanmazsanız. İşte o zaman sorun var tamı tamına 7 gün bu hastalıkla savaşıp uğraşacaksınız.  "E hacji sen niye gittin o zaman hastaneye" dediniz duydum. Ben gribim için gitmedim arkadaşım. Gitmişken gribimi de kontrol ettirdim, "çok sağlıklı bir gribiniz var güle güle kullanın" dediler.
      Hastaneye gittim ve KBB (ingilizcesi ENT oluyormuş ne çok bilgi verdim bugün size) doktoruma ulaşmayı başardım. Doktor dediğime bakmayın adam prof yani lütfen (kocaman hacettepe diploması vs. doluydu masasında). "Doktor bey kulağım çınlıyor sol kulağım hemde" demedim tabi adama ama çenem de düşük ya hani başladım tüm tedavi evrelerimi sıralamaya. Hiç üşenmedi hepsini bilgisayara girip girip sorular sordu. İki gün üst üstte bu kadar doktordan aşırı iyi yaklaşımlar alınca insanın tabi aklına iki şey geliyor, ya deli gibi para alacak bu insanlar benden ya da ölümcül bir hastalığım var.
       Neyse muayeneye geçtik ve dişlerime kadar inceledi. O kadar çok inceledi ki "satın alacak galiba ama dişini daha düşürmedi çok da süt vermem" diyesim geldi adama. Tüm olabiliteleri saydı resmen bana, boşuna prof. demiyorlar doğrusu. Sonuç 3 aylık hamileyim. Değil tabikide. "İşitme testi yapmamız lazım tabi bunun yanında basınç testi vs." sıraladı. Maliyetlerinden bahsetti okulun öğrencisi olunca indirim varmış hepsini çıkardı "Yaklaşık -şu kadar- hesap tutar bunlar. Ne diyorsun devam edelim mi ?". Bu nasıl bir sorudur arkadaşım tamam ilgilisin çok da güzel ne olacağını bilmemizde yarar var tabi de sorun şu ki ya ben dışarıdan çok fakir göründüm ya da "oo hacji ne yaptın sağlıktan daha önemli olan param benim yahu olmaz yok" dememi bekledi (belki ben abartıyorum biraz ama olsun). Sonuç testlere girdim yazılırken de 'okulun öğrencisiyiz hepsini yap ama sadece birini yaptırmış gibi işlem görsün arkadaş fazla masraf çıkmasın' durumundan faydalandım.
       Test sonuçları elimizde ve sonuç; hala yaşayacağım (hadi bea seslerini şimdilik duymazlıktan geliyorum ve devam ediyorum anlatmaya). Eczacılık öğrencisi olduğumu anlayıncaya kadar sevgili prof. dr. Mustafa Bilmemne'den orta kulak dersini aldım ve dedi ki " üzgünüm ama arkadaşım beynine O2 gitmiyor senin!!!". Bu mudur abi çınlamaların sebebi, dikkat dağınıklı da mı bundan, peki derslerde uykumun gelmesi, horlamam, peki eklem ve baş ağrıları vs. ? Evet hepsinin cevabı bu kadar basitmiş aslında. Beynime daha fazla oksijen gitse bende Prof. Dr. Vicircan Bıcırık bey olacakmışım. "Hacji şimdi senin bu östaki borusunun birleşme noktasına yeterince oksijen gitmiyor. Sebebi ise sol(ya da sağ) burnumdaki kemik diğer tarafa çekme yapıyormuş. "Oha lan burnumu bozacaklar manyaksınız olum siz" dedim bende içimden ve iç sesimi duyan doktor (prof) sprey verdi ve "Al bakalım bununla şimdilik burnumdaki etleri küçültelim" dedi.
        Bu günün sonunda ise anladım ki insan prof. olunca iç sesi de duyabiliyor hele ki KBB profesörü iseniz. Beni en mutlu eden yada tek mutlu eden şey ise grip konusunda profesörümün de benimle aynı fikirde olmasıydı. Bana bu kadar iyi davranan mükemmel doktorum saygıdeğer profesör doktor Mustafa bey buradan çok teşekkür etmek isterim size. Sevgi ile kalın sayın prof. 10 gün sonra görüşmek dileği ile....

Hiç yorum yok: