15 Şubat 2011 Salı

Aşık oldum. Doktor "biraz yatakta kal geçer" dedi

        İstanbul macerama son vermeye çalışırken rüzgar ve soğuk hava etkisi ile ciğerlerimi üşüttüm. İlk belirtiler kuru öksürük olup dur durak bilmedi açıkçası. Franjit, menenjit vs her bir ihtimali düşünürken, burun akıntısı ve hapşuruk akabinde geldi. Sonuç; grip, trip ve benzeri iğrenç modlar.
        Gribimin en ağır safhalarına geçmeden iğrenç bir şekilde derslerin başlaması sinir kat sayımın ulaşılmaz noktası oldu. "Abi burnum tıkalı nefes alamıyorum bu ders ne ya bir de pharmacology oldu mu şimdi?" sözcükleri ağzımdan dökülemedi çünkü öksürmekten konuşamıyordum. öksürmediğim sıralarda ise burnumu çektim. ohh yeşil yeşil :D
       Neyse yeterince bahsettim iğrençleştim yazımızın amacından bahsedeceğim artık. Dün hepimizin bildiği gibi sevgililer günüydü. 14 Şubat (söylemesem tarihini çıkaramazdınız biliyorum). Eee 14 şubat üzerine bende yazı yazmasam olmazdı. İnternetim yoktu ve sevgili ginepig eşim Metis'in sevgililer gününü kutlayamadım. "Hastaydım aşkım özür dilerim kutlayamadım artı internetim de yoktu" havalarına girmedim, anlatmak istediğim de bu değil zaten.
       Sevgili "laz" arkadaşımla öğle arası yemek yiyoruz ve bana bahsettiği konu erkek arkadaşı ile ayrılmış olması. "Abi zaten -farma-labım var şurada yemek yiyeceğim ne alaka şimdi" diye düşünmedim ama yine de yarım kulak dinledim doğrusu. Sebebi aslında çok da karışık değil. Bu sevgili iki arkadaşım geçen sene de aynı zamanlar benzer olaylar yaşamışlardı doğrusu. H. (ki malum erkek arkadaş oluyor) geçen yıl da aynı sendromlara girip daha kısa bir süre de ayrılmışlardı. Bu sene daha uzattılar ama durumu ve çıktılar bile. İlginç kısmı ise H.nin "olgunlaşmasına daha vakit var" denilen birisi olduğunu hepimiz biliyoruz. "Bu sefer bambaşka abi bende bağlanmak istiyorum düzenli bir ilişkim olsun istiyorum."  sözlerini bir kez daha sarf ederken (aslında özünde iyi yahu) yine aynı yollardan geçip bir İstanbul yolculuğu dönüşü tekrar fikirlerinin değişmesiydi. Düşündüm de bana yine ilginç gelmedi bu olay ki "laz"ımız anlatırken "Nedense şaşırmadım doğrusu sen aman aman nasıl olur moduna girdin mi?" yorumunu yapmaktan geri kalmadım. Sonuç, sevgililer gününde yalnızlarda olan birisi daha.
       Sevgililer gününde alınması gereken tek ders var bence. Aşık mı oldun? Kapatacaksın kendini eve dinleneceksin. Nasıl olsa geçecek değil mi? Otur evinde kapat kapıları en azından daha fazla acı çekmeden hızlı geçer. Grip gibi bir şey sonuçta bu ilaç kullanırsan 1 haftada, kullanmazsan 7 günde geçer. Yahu ne uğraşalım insan tribi çekmek için. Otur evde kapat kapıları, atalarımız ne demiş "kır dizini otur" (atalarımızın demediğini bende biliyorum atlama hemen).
     Sevgiyle kalın.... (sevgi içimizde)

Hiç yorum yok: